Medya TV Gündem İstanbul’da Deprem Sonrası Endişeli Geceler: Vatandaşlar İkinci Geceyi de Çadırlarda Geçirdi!

İstanbul’da Deprem Sonrası Endişeli Geceler: Vatandaşlar İkinci Geceyi de Çadırlarda Geçirdi!

İstanbul’da meydana gelen 6.2’lik depremin ardından binlerce kişi ikinci geceyi de çadırlarda geçirdi. Kentte panik havası ve belirsizlik sürüyor.

23 Nisan’da Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından İstanbul’da panik ve tedirginlik hâlâ etkisini sürdürüyor. Yerin metrelerce altından gelen sarsıntının etkisi yalnızca İstanbul’da değil, çevre illerde de hissedilirken, halkın büyük bir kısmı yaşadığı korku nedeniyle evlerine geri dönemedi.

Vatandaşlar Parklara Sığındı, Geceyi Ateş Başında Geçirdiler

Deprem sonrası evlerine dönmeye cesaret edemeyen birçok İstanbullu, park ve mesire alanlarına akın etti. Bahçelievler’deki bir park, ikinci gecede de adeta açık hava kamp alanına dönüştü. Vatandaşlar burada çadırlarını kurup ateş yakarken, çocuklarıyla birlikte çay demleyip sabahı beklediler.

Kağıthane’deki Hasbahçe Mesire Alanı da benzer görüntülere sahne oldu. Kimileri otomobillerinde uyumayı tercih ederken, bazı vatandaşlar konakladıkları çardakları ışıklandırarak yaşam alanı haline getirdi.

“Deprem Geçmedi Ki, Uyumadım”

Çadırda kalan 10 yaşındaki Fatma Kaya’nın sözleri ise duygusal anlara sahne oldu:

“Uyumadım daha. Deprem çabuk bitsin istiyorum. Hem uykum yok hem de yeniden olacak diye korkuyorum.”

Babası Mehmet Kaya ise “İlk kez böyle bir şey yaşıyoruz. Evlerimize güvenemiyoruz, mecburen dışardayız. Çocuklar biraz daha bekleyelim diyor ama biz erken dönmeyi umut ediyoruz,” dedi.

“Çatlak Binalara Girmek Zorunda Kalanlar Var”

Bahçelievler’deki başka bir vatandaş ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

“Bebeklerimiz var, dışarıda kalıyoruz ama kimse ilgilenmiyor. Çoğu bina çatlak. İnsanlar işe gitmek zorunda olduğu için evine dönmek zorunda kalıyor. Bu şartlarda yaşamak çok zor.”

“Bu Bir Zorunlu Kamp”

Yenibosna Kuleli Parkı’nda yakınlarıyla kalan Mustafa Karakuş, yaşadıkları durumu şöyle anlattı:

“Biz zaten doğayı seven insanlarız, ama bu biraz mecburi bir kamp oldu. Şu anda üç aile burada. Ateşimizi yaktık, çayımızı demledik, tedbirliyiz. Allah bir daha böyle bir korkuyu yaşatmasın.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *